Kapitalizm İntiharları
Yeni kapitalizmin finans kökenli yöneticileri, geleneksel meslekleri içinde bilgi ve beceri edinmiş, bu nedenle yöneticilerin sahip olmadıkları teknik bilgiye haiz, şirketi iyi tanıyan, orta yaş üzeri teknisyenlere karşı neredeyse sınıfsal bir kin duyuyor.
1996 yılında özelleştirilmeye başlanan Fransız telekomünikasyon şirketi (France Telecom) cirosu, kâr oranı ve benzeri verilerle değil, şirket çalışanlarının intiharlarıyla dikkat çekiyor.
28 Eylül’de otoyol köprüsünden boşluğa atlayarak intihar eden 51 yaşındaki teknisyenden sonra, bu şirkette son bir buçuk yılda intihar edenlerin sayısı 24’e ulaştı. 11 Eylül’de 32 yaşında bir kadın çalışan şirketin Paris’teki bir bürosunun penceresinden atlayarak intihar etmişti. 24 intihar vakasının önemli bir bölümü işyerinde gerçekleşti. İntihar edenler, bıraktıkları mektuplarda, France Telecom şirketinde maruz kaldıkları ağır stresi, işyeri değiştirmelerini, kalifikasyon kayıplarını ve genel olarak yönetim kademelerinin gayri insani yaklaşımını sorumlu tutuyor.
Önce PTT bünyesinde bir kamu kuruluşu olarak faaliyetini sürdüren telekomünikasyon idaresi, PTT’nin 1990’da biri Posta diğeri Telecom adında iki kuruluşa ayrılmasıyla yavaş yavaş kamu kuruluşu niteliğini kaybetti. Bunu, artık anonim şirket olan yeni telekomünikasyon şirketinin hisselerinin 1996’dan itibaren peyderpey halka arzı izledi. Bugün France Telecom’un hisselerinin yüzde 26’sını Fransız Hazinesi elinde tutuyor.
Fransız devleti elindeki dörtte bir payla hakim ortak konumunu sürdürüyor.
1996’da 160 bin civarında olan çalışan sayısı, şimdi 100 bine inmiş. Sendikaların belirttiğine göre, 1996 ile 2006 arasında işten çıkarılan 40 bin kişiye göreli kabul edilir koşullar sunulmuş. Devlet memuru statüsünde olanlar başka kuruluşlara aktarılmış, tatmin edici erken emeklilik paketleri hazırlanmış, vs. Bunun yanında piyasa koşullarına uyum ve rekabeti göğüslemek sloganıyla hareket eden yeni yönetim, 2000’li yıllardan itibaren şirket içinde kasıtlı stres politikası olarak tanımlayabileceğimiz bir uygulamaya girişmiş.
Örneğin esneklik gereği adı altında herkesin üç yılda bir bölgeden diğer bir bölgeye gitmesi kuralı getirilmiş. İntihar edenlerin bir kısmı daha önce çalıştıkları yerlerden 150-200 km uzakta işyerlerine atanan ama evlerini ve ailelerini yeni yere taşıyamayan orta yaş üzeri insanlardan oluşuyor.
Bu coğrafi hareketlilik ilkesini mesleki hareketlilik ilkesi tamamlıyor. Yeni kapitalizmin altın kuralından biri olan, ömür boyu bir meslekte kalmamak, aynı şirket içinde bile olsa, belli aralıklarla meslek değiştirmenin hikmetinden sual olmaz üstünlüğünden hareketle, özellikle 45-50 yaşına gelmiş uzmanların, teknisyenlerin, hiç bilmedikleri işlere verilmelerinin yarattığı gerginlik bu intiharların ana nedeni.
Veda mektupları
France Telecom’da yönetimin uluslararası rekabet koşullarını şirket içinde yaratma, verimliliği sürekli artan hızda hareketlilikle sağlama stratejisinin işyerinde kasıtlı bir stres yaratma politikası olduğunu fark eden iki sendika, 2007 yılında dünyada pek örneği bulunmayan bir girişimde bulundular. France Telecom’da Stres ve Zorunlu Hareketlilik Gözlemevi’ni kurdular. Bu gözlemevinin internet sitesindeki rapor ve verileri, yeni kapitalizmin rekabet, hareketlilik, verimliliğin mutlak biçimde sayısallaştırılması, internet sayesinde özellikle ara kademe yöneticilerinin 24 saatlerini şirkete hasreder duruma getirilmelerinin iç karartıcı sonuçlarını gösteriyor.
İntihar edenlerin bıraktıkları mektuplarda, 20-30 yıllık teknisyenlerin telefon çağrı merkezine veya müşteri ilişkilerine atanmalarının yarattığı mesleki uyumsuzluk şokunun izleri açıkça görülüyor. Uydu teknolojisinde uzman 54 yaşında bir teknisyen, geride bıraktığı mektupta, bu yaşta satış görevlisi olarak atanmasının kendinde yarattığı şoku dile getiriyor.
Şirketin insan kaynakları bölümüyle bu sıkıntılarını konuşmayı istemediğini, çünkü böyle bir girişimde bulunursa insan kaynakları sorumlusunun onu ‘uyumsuzlar listesine’ alarak ilk işten çıkarma paketine yerleştireceğini söylüyor.
İntihar eden P. için tutunacak yegane dal, sendika temsilcisi olmuş. İki yıl boyunca derdini ona anlatmış, yönetim nezdinde birlikte girişimlerde bulunmuşlar. Ama kapı duvar. Kendini trenin altına atmadan önce telefonda son kez onunla konuşmuş. Sendika temsilcisi bu telefon görüşmesinde en son trenin sesini duyduğunu şok olmuş halde aktarıyor.
Yeni kapitalizmin finans kökenli yöneticilerinin, geleneksel meslekleri içinde bilgi ve beceri edinmiş, bu nedenle yöneticilerin sahip olmadıkları teknik bilgiye haiz, şirketi içeriden iyi tanıyan, orta yaş ve üzeri bu ara kademe teknisyenlere karşı neredeyse sınıfsal bir kin duyduklarını, aktarılan örneklerden çıkarmak mümkün.
Her şeyi biraz yapabilen genç ve pamuk ipliğine bağlı bir personelle, mümkün olduğu kadar sorunları müşterinin kendisinin büyük bir zaman ve emek harcayarak çözmesine dayanan yeni hizmet arzı anlayışı, ‘aşırı’ kalifikasyonlu emekçileri şirket için bir yük olarak görüyor. Ayrıca finans kökenli yöneticiler açısından da bunlar bir tür iç tehdit unsuru.
Emekli mi olsunlar?
France Telecom’da intihar edenlerin hepsi 45-50 yaş üzerinde değil. Son beş yıl içinde şirkette 70 bin işin tanımı değişmiş, dolayısıyla bu sayıda kişi ya işten ayrılıp yerine yenisi gelmiş ya da işini değiştirmiş. İntihar eden bir genç kadının bıraktığı mektupta, işyerinde şeflerinin sürekli gerginlik yaratarak, insanları birbirleriyle yarıştırarak hayatı yaşanmaz kılmalarından bahsediliyor. Sendikalar da, bu ağır işyeri stresi konusunda birkaç yıldan beri şirket yönetimine yaptıkları düzenli uyarılarda, bu durumun yeni dünyanın olağan hali olduğu yanıtıyla karşılaştıklarını belirtiyorlar.
Ölümle sonuçlanan intihar vakalarının yanında, sayısı tam olarak bilinmeyen intihar teşebbüsleri de var. 25 yıllık kıdemi olan bir teknisyenin teknik servisten alınıp telefon çağrı servisine verildiğini duyunca işyerinde karnına bıçak saplaması gibi...
Hemen aklınıza 25 yıllık kıdemi olan teknisyen karnına bıçak saplayacağına neden emekli olmuyor sorusu gelebilir. Fransa’da tam emekli olmak için 39 yıl aidat ödemiş olmak gerekiyor. Ayrıca eksik hakla emekli olmak isteseniz de, emekli aylığı 58 veya 60 yaşından önce bağlanmıyor.
Bütün bu intiharlar şirket içinde art arda olurken, France Telecom’un CEO’sunun “ortada bir intihar modası var” diyerek, işi intihar edenlerin bunu kişisel nedenlerle yapmış olabileceklerini ima etmesi, insanın kanını donduruyor. İşin ciddiyeti, biraz da ilgili bakanın araya girmesiyle kendisine hatırlatılmış olmalı ki, son intihar vakasından sonra, ölen kişinin bulunduğu bölgede, ama sadece bu bölgede zorunlu yer değişimi politikasının askıya alındığını ilan etmiş. Ne büyük bir fedakârlık, ne kadar insani bir yanıt!
İntihar etmeden önce sendika delegesiyle telefonda görüşen J., arabasında bıraktığı mektubun yayımlanmasını talep etmiş. Sendika da bunu yerine getirmiş.
J., sendika temsilcisine hitap ettiği mektuba şöyle son veriyor: “Hiç olmazsa bu son yaptığım bir şeye yarayabilse... Havlu attığım, mücadeleyi terk ettiğim için beni affet ve bütün yaptıkların için bir kez daha teşekkür ederim.”
Kapitalizmin insanın insaniliğini yok eden yanını intiharlarıyla teşhir eden, insanlığa son bir çığlıkla seslenen J. ve onun gibi binlerce emekçinin haykırmaktan kısılmış sesini duyuyor musunuz?
Gerçekten seslerini duyuyorsanız, genelleşmiş rekabet toplumuna, geleceğin güvensizleşmesinin artıracağı verimliliğe, insanların bir yerden başka yere savrularak ‘hantal alışkanlıklar’ kazanmasının önlenmesine düzülen güzellemelere karşı mücadele etmeye başlayarak ilk adımı atabilirsiniz.
Biliyorsunuz bu zihniyet sadece Fransa’da veya Amerika’da egemen değil.
Biraz daha kaba haliyle Türkiye’de de egemen.
Ahmet İnsel - Radikal
13 Ekim 2009